Acura markası bu sene 30 yaşına basıyor. GS-R ve Type R Integra yokken Acura’nın Japon araç kültüründe önemli bir yeri vardır. 80’ler ve 90’larda büyüyen bir nesil olarak Chevy’lerinde yanında Acura’ların saygın yerlerini hatırlamaktayız. Başlangıca hep beraber bakalım.
1986’da marka açıpa çıktığında bomba etkisi yaratmıştı. Düşünülmeyen düşünüldü: “Lüks Japon araç”. Lüks araçlar Japonya pazarında yerlerinde duruyordu fakat Japonya dışındaki pazarlara Toyota Crown, Mazda Luce, Toyota Century, Nissan President lüks araçlar var idi.
ABD’de Japon üreticiler genellikle ucuz araç üretimi yapmayı daha çok göze alıyorlardı. Bunun sayesinde de Amerika pazarında haklı bir yer edinmişlerdi. 20000$ altına sıfır japon araç alınabilmesi gerçekten çok iyi idi.
1980’lerde Honda ve Toyota Amerika pazarında satış olarak değil marka bazında da popüler hale getirmeye başladılar.
Lüks ve prestij sembolu araçlar ise Mercedes-Benz, Jaguar ve Cadillac gibi markalardı. Honda bu kulvarda yarışabilmek için Proje XX’e başladı vee Acura Legend ortaya çıkarıldı.
Klasik otomobil deyince Honda tarafında işlerin nasıl ilerlediğini hatırlamak gerekir. Akılcı ve zamanın ötesindeki araçları sıklıkla gördüğümüz üretici de önden çeker araçları ilk üretenlerden olan Honda şimdi çok genel olan bu tasarımı 70’leri başlarında uygulamaya başlamıştı. Civic ve Accord gibi araçları ile Honda’nın amiral gemileri iken motor konumlarının şekli ile Mazda’nın rotary motorlarına bir karşı atak sunmuştu.
Bunların ışığında Legend önden çekerli idi. Lüks bir sedan olması önden çekerli olması ile de iyi yol tutuş sağlaması önemli noktaları idi.
2.5lt’lik 24 Valf C25A V6 motor tek kam miline sahip olabildiğince kompakt tasarlanmış olması; motor bölümünün olabildiğince küçük olmasını sağladı ve bu bir nevi Honda’nın imzası niteliği taşımaktadır. Formula 1’den aldığı know-how ile de aluminyum alaşım kullanması ve bilgisayar destek enjeksiyonlu motoru ile 151HP gücü ön tekerleklere veriyordu.
Rüzgar sürtünme katsayısı 0,32 olan bu araç 1986 yılına göre zamanının çok ilerisinde bir teknoloji barındırıyordu.
Honda’nın özel dokunuşları iç kısımda da ilerliyordu. kaliteli trim ve düğme grupları ve Honda’ya özgü yerleşimiyle zamanının ötesinde olmayı sürdürüyordu.
1986’da üretilen araç bir anda popüler hale geldi ve 1987’de coupe daha büyük olan C27A motoruyla geldi.
Yorumlar için buraya tıklayınız.