Müthiş Tasarım
2000GT’nin eşit şartlarda bir benzeri daha þu zamanda yapılamaz. Rüzgar tünelleri, bilgisayarlar, güvenlik regülasyonları oyunu tamamen değiştirdi. Örneğin tamponları çerçevelenmiş kazaya karşı hiç bir yararı olmayan tamponlar olmayacak. Nozaki yetenekli bir tasarımcı idi. Tüm yüzey, metal veya cam bükülmüş şekilde idi. Tabiki gövde Yamaha tarafından tahta çekiçlerle dövülerek bu hale getirildi.
Garip çünkü 2000GT’yi biri anlatmak istese ilk söylediği yuvarlatılmış hatlar olacaktır. Yakından bakıldığında ise bıçak gibi sert detayların da olduğu görülecektir. Önden başlayarak düzenli yayların kasayı sardığı görülür. Arkada ise bir anda kesilen yay ile farklı fakat güzel bir detay ile bitiyor.
Aracın tamamına elegantlık sızmış. Nozaki özellikle kaputta T şeklinde ızgara ile Toyota markasını kaputa kazımak istemiş. Ayrıca farları da sonradan takılmış rally araçlarına benzeterek devrim niteliğini kazandırmış. Fender’ler ise alaylı bir biçimde aracın japon olduğu izlenimini verecek şekilde 20 ayaklık bir robotmuş gibi göstermekte idi. Üzücü olanı ise bir tarafında akü diğer tarafında ise silecek suyu yeri olması idi.
Amacın Karşılanması
2000GT showroomlara gelmeden önce Toyota aracı savaşa yolladı. İlk yarışı 1966 Japonya Grand Prix’i olan aracın yarışta üretim öncesi modelleri ile yarışıldı. İlk yarışı birincilikle tamamlayamayan Toyota üçüncülüğü alırken yeni R380 ve Prince’leri geride bırakması ise takdire şayandı.
Bir sonraki yarış olan Suzuka’da ise ilk birinciliğini alarak bu kadar emeğin kazanımını almış oldu. 2000GT’lerin doruk noktası ise Yatabe’deki Speed Trial idi. Yarış olmayan fakat sürekli yüksek hızda 78 saat ve 10000 millik ilerleme hedef yeni rekorlar elde etmekti. Ortalama 206,18km/h’lik hızla eşil ve sari prototipler 3 Dünya 13 uluslararası hız rekorunu kırdı.
Rüya gerçekleşti
Toyota Mayıs 1967’de rekorlarıyla yapılan reklamları ile 2000GT satışına başladı ve anında ve uluslararası üne kavuştu. Haziran 1967’de Road & Track dergisi 20.yıl sayısında 2000GT’ye yer vererek “Sürüş ve yolda tutunma düşünülünce daha fazlasını düşünmeye gerekyok; Arka süspansiyonların mükemmelliği ile drift bile yapılabilebilen her hızda rahatlıkla ve sürekli kaydırabildik” dedi. Motor Trend Mayıs 1968’de “2000GT drag makinesi değil fakat motoru iki veya 3 katına çıkarsanız dahi yolda tutabileceğiniz bir araç ve viraj salınımı zahmetsiz ve pürüzsüz. Küçük ve sert virajlara sürün ve 2000GT geri kalanını yapsın. Düzgün olmayan yollarda bile” dedi. Car life editörleri ise 2000GT çok dengeli ve 4 teker dirftlerin çok rahat yapılabildiğinden söz etti.
Güzel izlenimlere ragmen Toyota 1970’e kadar 337 adet satabildi. Bu kadar az satabilmesinin sebebi ise aracın fiyatının Corolla’nın 6 katı Crown sedanın 2 katı fiyatla satılması idi.
2000GT’nin diğer sorunu ise ismi idi. Toyopet Crown’a göre zamanının çok ötesinde olması ve Amerika piyasasına daha gitmemesine bağlı çok fazla satılmadı.
Sonuç
20. yüzyıla göre 2000GT otomotiv tarihinde belirgin bir ayak izi koyan bir model oldu. Aracın prestiji ve çok fazla olmamasıyla 1 milyon dolarlara çıkan fiyatlarıyla koleksiyonerlerin yüksek tercihlerinden oldu. Toyota 2000GT efsanesini günümüzde Lexus LFA ile sürdürmektedir.
Bugünlerde ise Toyota’nın bu işi daha kolay yapabileceğini bilse de yapma taraftarı olmadığını görmekteyiz. 2000GT’ler halen daha açık arttırmalarda satılmaya değerine değer katmaya ve sonrasında gelen Trueno, MR2, Supra ve Lexus’ların nasıl oluştuğuna dair ipuçları sunan bir araç olarak tarihe adını altın harflerle süslemiş durumdadır.
Yorumlar için buraya tıklayınız.