Motorlu araç kullanıcıları olarak araçlarımızla ilgili bir çok parça ve bakım ücretleri ile ilgili bilgilendirmeler ve yardımcı olmalar konusunda sizlerle yardımlaşma içerisinde oluyoruz. Tek nokta üzerinden anlaşamadığımız daha doğrusu daha ucuzunu yapamayacağız şey ise sabit giderleri olan vergilendirme sistemi konusunda bilgi yazmak istiyorum.
Özellikle günümüzdeki downsizing nimetleriyle günümüz araçları 2.0lt altı motorları daha çok görür hale geldik hatta premium markaların D segmenti araçlarında bile bu tür motorlar ile gayet hızlı ve ekonomik olduğunu görüyoruz. Yıllardan beri Avrupa Birliği yasaları düzenleme çerçevesinde sürekli rafa kalkan vergilendirme sisteminin ülkemizde de aktif hale gelmesi artık sağlanmalıdır.
Konuyu örneklendirmek gerekirsek; Toyota’nın giriş segment motoru olan 1.33lt’lik motoru ülkemiz vergilendirmeleri neticesinde 1299cc üzeri olduğundan bir üst vergi diliminde vergilendiriliyor. Aynı şekilde Mazda Cx5 almak istediğimizde 2,0lt ile yüksek vergilendirmeye mahkum oluyor.
Avrupa’da ise bu vergilendirme aracın karbon salınımına göre en az karbon tüketimi olan en az vergi verecek şekilde ayarlanıyor. Yine örneklerimize gelecek olursak eski bir motor olmasına rağmen 2. seviye vergilendirmeye sahip Toyota Auris 1.33 aracımız üstteki tabloya göre 130g/km karbon tüketimine sahip olduğundan 4. Vergilendirme seviyesinde vergilendirilecektir fakat bu motorun yerine çıkan 1.2 motor ile 112g/km karbon tüketimine ulaşılabilmektedir ve bu sayede 3. vergilendirme seviyesine inmektedir. Nissan Juke ise 1618cc ile 3. seviye vergilendirmeye sahip iken 139g/km karbon tüketimi ile 5. vergilendirme seviyesinde vergilendirilecek.
Tablo size karışık gelsede ülkemizde karbon salınımına bağlı olarak hiç vergi alınmayan bir araç olmadığını düşünürsek ve vergilendirmelerin o ülkenin asgari ücretine göre devede kulak kaldığını düşünürsek seviye farklılıkları gözünüzü korkutmasın.
LPG, Doğalgaz ve Hybrid teşviği:
Ülkemizde göstermelikte olsa hybrid teşviği yapılması ile bununla ilgili daha çok yol katedilmesi gerektiği aşikar. Avrupa’daki karbon salınımına göre vergilendirme olabildiğince yeni otomobil alımını teşvik ederken yüksek karbon salınımı yapan dizel üniteler yerine hybrid ünitelerin daha yaygınlaşmasına sebebiyet vermektedir. Yeni araç alamayacak güçte olup eski aracını kullanmak zorunda olan vatandaşlara ise LPG ile karbon salınımını azaltma ve vergilendirmede indirime gidilmesi sağlanabilmektedir.
Yine bir örnek ile örneklendirirsek; 1.8 Mitsubishi Lancer nispeten eski bir motora sahip ve 188g/km karbon salınımı ile 10. seviye vergilendirmeye sahip iken LPG ile yaklaşık yarısına düşmesi ile daha az vergilendirme yapılabilmektedir.
Hybrid araçlar ise karbon salınımı bakımından kendilerini minimumda tutmaktadır. Toyota Prius Hybrid’in karbon salınımı 104g/km 2. seviye vergilendirmeye tabi.
Otopark teşviği:
Avrupa’da özellikle Hybrid araçların parkettiği yerler özel ve özellikle teşvik amacıyla çıkışlara veya AVM girişlerine yakın tutulmaktadır. Aynı zamanda şarj istasyonlarıyla da desteklenebilen bu yerler ülke veya mülke bağlı olarak ücretsiz veya indirimli olabilmektedir.
Dizel araçların yasaklanmaya başlaması:
Özellikle diesel gate skandalıyla patlak gösteren dizel araçların normalden fazla karbon salınımı yapmasının üzerinden geçen zaman ile kademe kademe dizel araçları avrupada görmemeye başlayacağız. İlerleyen zamanlarda dizel araçların satışının yasaklanması, hybrid ve elektrikli araçların çoğaltılmasıyla devam edecek olan kararlar ile benzer teşviklerin giderek çoğalacağını düşünmekteyiz.
Egzos emisyonunun prosedürden sıyrılması:
Ülkemizde yapılan egzos pulu alımının bu kadar kolay ve tamamen el altından yapılıyor oluşu karbon salınımına bağlı vergilendirme ile yeni bir düzene oturtulmalıdır. Özellikle LPG ile karbon salınımın düşürülmüş olması ilerleyen vakitteki vergilendirmeyi değiştireceğinden bu işlemin bellir bir standarda bağlanması gerektiğini ortaya koymaktadır.
Araç alımında vergilendirme adaletsizliği:
Özellikle son zamanlarda “Afrika’dan gelen araçlara vergilendirme” “Uzakdoğudan gelen araçlara vergilendirme” şeklinde günü kurtarmak üzerine kurulu vergilendirme sisteminden vazgeçilmesi ve sistemin yenilenmesi gerekmektedir. Olması gereken karbon salınımı üzerinden araç alım vergilendirmesi ekstra olarak yerli üretim ve ithal ürün olarak vergilendirilmesinin yapılması; bu sayede ülkemizde üretilen ve karbon salınımı düşük olan araçların daha fazla satılmasını ortaya koyacaktır. Özellikle eski araçların vergilendirmelerinin yükseltilmesi ve bu teşvik ile üretim ve satışta hareketlilik sağlayacak, ekonomonin çarklarını döndürecektir.
Yorumlar için tıklayınız.
[…] zamanda vergilendirmenin karbon salınımına bağlı olmamasından ülkemizde dizel araçlar halen avantajını korumaktadır. Özellikle Avrupa’da dizel […]
[…] teşviksiz elektrikli araçları ile Don Kişotluğunu yapıyoruz. Daha önce de belirttiğimiz vergilendirmenin emisyona göre yapılması söz konusu elektrikli araçların 0TL vergi ile vergilendirilmesi ve teşvik edilmesi beklenirken […]
[…] gibi vergilendirmenin adil olması adına karbon emisyonuna bağlı olarak alınması gerektiğini daha önce belirtmiştik. Amma velakin bu şekilde vergilendirme yapıp doğayı korumak yerine sıfır araçtan daha fazla […]
[…] Evet biraz abarttım ama olamayacak bir şey değil dimi 🙂 İşin sonu aslında dönüyor dolaşıyor vergi sistemimizin özellikle otomotiv’de ne kadar çağdışı kaldığını gözler önüne seriyor. Bunu daha önce de söylemiştim. […]