Otomotiv sektöründe son bi kaç yıldır egzoz emisyonları ve emisyon testlerindeki hileler oldukça ön plandaydı. Yaşanan skandallar ve euro normlarının giderek sıkılaşması sonucu üreticiler dizel motorlu binek araçlarla doğayı daha fazla katledemeyecek ve benzinli araçlarla da minimum seviyede tutacaklar. Bunun sonucunda binekler araçlarda kullanılmak üzere bazı teknolojiler ortaya çıktı.
Son zamanlarda ortaya çıkan teknolojilerden biri ise dizel araçlarda DPF yani dizel partikül filtresi diye bildiğimiz egzoz sistemindeki zararlı gazları filtreleyen ve sonrasında regenerasyonla filtredeki zararlı partikuller yakılarak doğaya zararsız hala getiriliyor. Dizel motorlar fakir çalıştıkları için ortaya çıkan atıklar fazladır. O sebeple DPF veya benzeri egzoz sistemindeki filtrelemeler şarttı. Euro 6 normu ile SCR da kullanılmaya başlandı. Bu sistemde ise özetle egzoz gazına üre püskürtülerek daha zararsız hala getiriliyordu.
Yukarıda da bahsettiğim gibi emisyon hileleri sonrası emisyonlar hem dizel hem benzinli araçlar için daha da sıkılaştı ve daha sıkı denetlenmeye başladı. Doğal olarak üreticiler de yeni normlara(euro 6c) ayak uydurmak için dizel araçlarda kullanılan DPF’i benzinli araçlara uyarlayıp, gasoline particulate filter(GPF) yani benzin partikül filtresi kullanmaya başladılar:
Mevcut benzinli araçlarda üç yollu katalitik konvertör(three way catalytic converter) kullanılıyor, yeni normlar için bu katalitik konvertörden sonra GPF takılacak. Onun için mevcut katalitik konvertör benzin partikül filtresi ile kombine çalışacak şekillerde modifiye edilebilecek:
Direkt dizeldeki filtreyi alıp benzinli araca uyguladılar diyemeyiz. 2 sistem birbirinden farklıdır ve benzinlinin zararlı atık çıkışı dizelden 10 kat düşüktür o yüzden filtre tasarımı ve yapısı dizele göre farklı ancak filtrelerin amacı aynıdır. Yapılan araştırmalar ve testler sonucunda bu filtrenin zararlı atıklarda %90a kadar azalma sağladığını gösteriyor. Yapılan testlerde araçların norm limitlerinin oldukça altında kalabileceğini gösteriyor:
NEDC testi: Avrupada kullanılan fabrika yakıt tüketimlerinin ve emisyon testlerinin yapıldığı gerçek hayatla alakasız olan ünlü test
WLTP testi: Dünyanın her yerinden alınan sürüş koşullarının kombinasyonu ile ortaya çıkan ve gerçek hayatı daha fazla simüle eden test:
US test: Amerikanın avrupa testlerine daha katı olan testleri ve bu testlerden binek dizel araçlar geçmediği için amerikada dizel binek araç pek göremeyiz.
Soldaki 3 test GPF olmadan yapılmış ve ortaya çıkan partiküller, en sağdaki ise GPF ile yapılmış amerika testi, filtrenin ne denli işe yaradığı ortada. Tahminim dizel partikül filtreli araçlar için şart olan özel yağlar GPF’li araçlar için de şart olacaktır.
Mercedes s500’deki çiftli GPF uygulaması:
VAG grubu ise TSI ve TFSI ünitelerinde kullanmaya başlayacağını duyurdu. Özellikle skandalın ana kaynağı Almanya’dan böyle atakların çıkması, kaybettikleri müşterileri kazanmak için aslında biz doğayı önemsiyoruz imajı mı yaratmak bilemedim Japonlar kurallara uymakta başarılı ve hızlı oldukları için bir anda GPF’li japon araçları görürsek şaşırmayacağım, özellikle Mazda’nın Skyactiv teknolojisinde GPF için de bir çalışma vardır diye düşünüyorum.
Diesel skandalı için dieselgate denilirken, ileride benzinli araçlarda buna benzer bir skandal olması durumunda sanırım petrolgate diye dalga geçeceğiz
İşin şakasını bir kenara bırakırsak, egzoz sistemindeki bu tarz sistemlerin önemi yadsınamaz. Ülkemiz bilinçsiz ve eğitimsiz kesimin cesur hareketlerle egzoz sisteminde yaptıkları saçma modifikasyonları kenara bırakırsak, bilinçli tüketicilere yardımcı olabilecek bilgiler verebildiysem ne mutlu bana. Son zamanlarda alınan bu önemlerin dünya hava kirliliğinde olumlu etkisi var, umarım bu eğim bu şekilde devam edecektir:
Sektörü yakından takip eden biri olarak edindiğim bilgiler ve tahminlerim bu yönde. Sizin konu hakkında fikriniz nedir? Yorum yapmak için lütfen buraya tıklayınız.
Not: Yazılı içerik tamamen JDM Spirit Turkey’e aittir, izinsiz kullanılamaz, kopyalanamaz.