Efendim, yine JDM Spirit Turkey yine bomba gibi bir test daha. Sıradaki konuğumuz, en dolu (tabir-i caizse full+full) donanımıyla Mitsubishi ASX Intense oluyor.
Tasarım
ASX hakkında gerek daha önceki testlerimizde , gerekse otomotiv dünyasında çok yazı yazılıp çizildi. Tasarım göreceli bir kavram olmakla beraber, kimine göre Fiat Multipla gibi dünyanın en çirkin otomobili bile güzel görünebilirken, kimisi de Lamborghini Countach için ‘bu ne biçim tasarım ya’ diyebilir. Ancak ASX için durum biraz daha farklı.
Mitsubishi markası, ülkemizde çok tutulmayan, hak ettiği yerlere gelememiş bir marka. Buna karşın, halk arasında (ve hakikatte) her japon otomobilinde bilindiği üzere ‘sorunsuzluk ve sağlamlık’ parolasıyla yoluna devam eden bir marka. ASX’in tasarımına geçersek, test ettiğimiz araç 2010 yılında ilk çıkan ASX’in ufak tefek makyaj operasyonuna tabii tutulmuş bir örneği. Ön tampondaki eski agresif köşeli krom detaylar, bu makyajla birlikte daha yuvarlatılmış bir hal aldı. Bunlar dışında, arka difüzörde elden geçirilerek daha sade, daha şehirli bir yapıya büründü. Bu arka tasarım konusunda ne yazık ki üzülüyorum zira, eski tasarım yeni tasarıma göre daha bir SUV havası vermekteydi.
İlk defa 2010 yılında tanıtılan bir otomobil ASX ve, 2018 yılındayız. Peki bu 8 sene tasarımını eskitti mi? Buna cevabım bana ve pek çok otomobil otoritesine göre hayır. ‘Köpek Balığı’ tasarımıyla bilinen Lancer 2007 yılından beri satışta. 2007 yılından sonra Mitsubishi’nin tasarım dilini oluşturan ‘Köpek Balığı’, günümüzde sadece Lancer’da değil pek çok Mitsubishi modelinde mevcut. ASX’de bunlardan birisi. Köpek Balığı tasarımıyla, özellikle arka farlarında kullanılan ve özellikle gece vakti bir Mercedes, bir BMW teknolojisini andıran ‘Led Far’ları, yan tasarımdan ne çok uzun ne çok kısa tam ortasında bir tasarım diline hakim olan ASX için, tipsiz demek çok adaletsizce olur. 8 senedir eskimeyen bu model, Mitsubishi’nin nasıl ileri görüşlü bir marka olduğunu da gözler önüne sermektedir.
İç tasarımına geçecek olursam burada eleştirebileceğim bazı noktaları olacak. Öncelikle, kullanılan malzemeler ve kalitesi. Ön göğüs ve ön kapı üstlerinde yumuşak bir malzeme hakimiyeti mevcut. Bu açıdan beğendiğimi söylemek istiyorum. Ancak, kullanılan bazı malzemelerde karşılaştığım işçilik hataları canımı sıktı. Örnek verecek olursam, gösterge panelinin yanında kullanılan krom kaplı çıtalar. Bu çıtalar fabrikasyon olarak gevşek yerleştirilmiş ve sürekli oynuyorlar. Bu, aracın motoru soğukken 1000-2000 devir arası ön konsoldan hafif çıtırtı sesleri gelmesine sebep olan bir hata. Bu parçalar eğer sıkı yerleştirilip oynamasalardı, hem ses olmayacaktı hem de daha uzun ömürlü bir hale bürünecekti. Benim gibi en ufak sese bile takılanları ne yazık ki bu durum rahatsız edecektir. Direksiyon ve vites topuzunda, koltuklarda deri malzeme kullanılmış. Özellikle deri direksiyonun kalitesi önceki Mitsubishi modellerinden başarılı. İlk kasa ASX, Lancer ve Colt aynı direksiyonu paylaşıyorlardı ve kronik deri soyulması sorunu mevcuttu. Test aracımız 60 bin km’de idi ve deride zamanla oluşan parlama dışında herhangi bir soyulma, deformasyon mevcut değildi. Misal benim 2010 model Colt aracımın (86 bin km’de) direksiyonunda deri soyulmaları mevcut ve bu canımı sıkıyor ne yazık ki. Genişlik, görüş açıları ve konfor olarak puanım yüksek olmakla beraber, keşke ön cam biraz daha büyük olsaydı demekten de kendimi alıkoyamıyorum.
Ekonomi
Geldik can alıcı kısma. En pahalı benzini kullanan memleket biz olduğumuz için, ekonomik bir arabaya ihtiyacımız diğer memleketlere göre çok daha yüksek. Bizler ne yazık ki 2.4 Litre, 2.2 Litre Otomatik ASX’lere sahip olamıyoruz, ülkemize 1.6 (Benzin ve dizel) ASX’ler ve nadir de olsa 1.8 Dizel ASX’ler geldi.1.8 Dizel ASX 1800 CC olduğu için tabii ki çok tutulamadı.
Test aracımız, Lancer’dan tanıdığımız 4A92 motor Kodlu 117 HP gücünde bir motora sahipti. Bu motor ASX’i 11 Saniyede (hoş pek çok Mitsubishi modelinin 0-100’ü gibi 😀 ) 100 km hıza ulaştırırken, maksimum 183 KM bir hız değeri sunuyor. Ancak Mitsubishi’nin son hız konusunda oldukça bonkör bir marka olduğunu da unutmamak gerekir. Bu araç, rahatlıkla 190-200 gibi hızları görebilmekte. Aynısı Lancer için de geçerlidir.
Tüketim olarak Lancer’den çok bir farkı bulunmamakta. Şehir içi Çevre yolunda 5-6 litre ortalama tüketimlerle gezebilmektesiniz. Şehir dışında ise bu ortalamalar 4 litrelere kadar düşüyor. Benzinli bir SUV İçin nefis değerler öyle değil mi?
Güvenlik
İlk kez 2011 yılında EuroNcap çarpışma testlerine tabii tutulan ASX, bu testten 5 yıldızlık bir sonuçla ayrılmaya hak kazanmıştı. Aracın iç kabini çarpışma sırasında stabil kalmış, yaya ve çocuk güvenlikleriyle birlikte esc testlerinden de tam not alarak bu ödüle layık görüşmüştür. Platform olarak Lancer ile aynı platformu kullanan ASX, IHHS Small overlap testlerinden de sınıfındaki en iyi notlardan birisini alarak (+ top safety pick ödülünün de sahibidir) Mitsubishi ve Japon otomobilleri tarihinde adını altın harflerle yazdırmayı başardı.
Sonuç
ASX alınır mı? Şimdi aşağıda saydığım maddeler sizler için de uygunsa, hiç düşünmeyin alın derim.
1- SUV’im olsun, benzinli olsun ve az yaksın.
2- Uygun sayılabilecek bir fiyata güvenlik testlerinden tam not alan bir aracım olsun.
3- Dere, tepe gezebileyim, memleket yollarından sorun yaşamayayım.
4- Geniş iç hacimi olsun, donanım olarak tam dolu tasarım olarak yakışıklı bir şey olsun.
5- Motoru yeri gelsin beni şaşırtsın, düz yolda beklenmeyecek kadar yüksek hızlara çıkabilsin.
6- Sanayiden sanayiye koşmayayım. Sorunsuz olsun. Bakımları 15.000 km’de bir olsun. Ne zaman bakım yaptırdığımı unutayım o derece sorunsuz olsun.
Bu 6 maddeden en az 3 tanesi bile sizin için yetiyorsa, Sahibinden.com veya Mitsubishi galerileri sizleri bekler. Hemen ASX’le tanışın, bu konforu yaşamaya başlayın. Çünkü, kalite alınmaz; yaşanır.