- bölüm için: http://www.jdmspiritturkey.com/index.php/2018/03/04/100-yil-mitsubishi-motors-bolum-1/
- bölüm için: http://www.jdmspiritturkey.com/index.php/2018/03/12/100-yil-mitsubishi-motors-bolum-2/
İlk iki bölümde Mitsubishi İmparatorluğunun başlarını anlatırken otomobil departmanının küçük bir bölümden ibaret olduğunu söylemiştik. Hatta 1970’lere kadar Mitsubishi Motors Mitsubishi Heavy Industries’in bir kolu olarak görev yapmakta idi. Mitsubishi Heavy Industries de banka, inşaat ve enerji sektörlerini içinde barındıran büyük bir firma idi.
Bu kadar büyük bir firmada MMC kısmını Chrysler’a satma ve yönetmeye vermesi ise onlar için büyük bir yükten kurtaracaktı.
Geç olması hiç olmamaktan iyidir
1973-1979 yılları arasındaki petrol krizleri win-win durumunu biraz ekşitmişti. Bu durumu fırsata çevirmeye çalışan Chrysler’ın Mitsubishi’si en zayıf olanı düşürmüştü.
1981’de anti-Japon boşluğundan yararlanan firma Tokyo ile 1,68 milyon aracın yılda girişine izin verilirken MMC 120000 araç ile aslanpayını kendi amblemi olmadan satıyordu.
Chrysler anlaşması neticesinde sadece kendi markası olarak yılda 30000 araç satmaya anlaşabilmişti. Rakipleri kendi markaları ile satış rekorları kırarken Mitsubishi başka kulvarlarda kendini göstermek üzere Hyundai’nin %10’unu alarak teknik yardımlaşma ilk aracı olan Pony’yi çıkarttırdı. Ayrıca Malezya’ya da yardımda bulunarak Proton markasını oluşturan firma Güneydoğu Asya’da popüler bir marka olma yolunda hızla ilerliyordu. Chrysler’ın Avustralya tesislerini yanmış halde alarak yerel olarak otomobil üretmeye orda da başladı.
Amerika’da yapamazsan Amerika dışında da saygı kazanamazsın deyişiyle 8 Aralık 1981’de Mitsubishi Motors kendi ismiyle Amerika’da satışlara başladı.
Chrysler’ın sevmediği bu davranış konusunda MMC perspektifine göre eğer Chrysler batarsa Amerika pazarında hiç olmayacağını düşünerek bu işe soyunma kararı aldı.
Kolay değildi. Rakiplerinin çoğu 20 yıl önde başlamışlardı. Honda Amerika’da fabrika kuruluşuna bile başlamıştı. New York Times’a göre 1985’de Mitsubishi’nin 88 bayiisi varken Toyota ve Nissan’ın 1000’den fazla bayiisi vardı.
Chrysler ile olan çalkantılı birlikteliğine rağmen Mirage bazlı Colt ve Starion bazlı Conquest halen daha üretilen modellerdi. Aynı havuz üzerinden birbirlerinin hem ortağı hem de rakibi olan iki marka 600 milyon dolarlık Diamond Star Motors ile Illinois’de ortak fabrika ile devam etti.
İsim ve logo Mitsubishi’nin 3 elması ile Chrysler’ın beşgen yıldızı ile oluşturulurken Nisan 1986’da temeli atılan fabrika Mart 1988’de tam zamanında Mitsubishi Eclipse/Eagle Talon/Plymouth Laser üretiminin başlayacağı zamanda bitti. DSM’in en çok bilinen araçları bunlar olurken Mirage (Eagle Summit olarak da bilinir) Galant ve Dodge Avenger/Chrysler Sebring’de bu hatlarda üretildi.
Birliktelik ise mucizevi bir şekilde 3 yıl sürdü ve Chrysler yeni bir maddi sorunla karşılaşarak DSM’den ayrıldı. Mitsubishi bağımsızlığını kazanırken iki firma bazı kontratlı işlerde aynı fabrikayı aynı altyapılarla kullanmaya devam etti.
Eclipse’in başarışı sayesinde Mitsubishi Altın dönemine girerken Starion yerine geçen GTO/3000GT spor aracı ile yarışmaya devam ettim. Pajero Paris Dakar Rallisini domine ederken Lancer evolution iile WRC fanatizminin başlarında idi.
Mitsubishi 90’lardaki Japon ekonomi balonu momenti ve güçlü SUV araçları patlama gösterdi. İşler o kadar iyiydi ki bazı dedikodularda Honda’yı düşmanca devralacağı bile söylenmekteydi.
[advanced_iframe securitykey=”998b2c0f80165a96fa33e7e0966778867db61bbc” src=”http://forum.jdmspiritturkey.com/viewtopic.php?f=6&t=2801″ width=”100%” height=”600″]