Honda’nın kült c segmenti modeli olan Civic 10 jenerasyondur satılıyor. Bugün ise karşımızda EP2 kodlu 2004 model 7. jenerasyonunu test edeceğiz. Hatta bunun için kalktık 450km gidip Ankara’da test ettik.
Honda’nın İngiltere fabrikasında üretilen ve özellikle Avrupa müşterisi için yapılan Honda Civic Hb ile beraberiz. EP2 kasa kodlu test aracımız dıştan o dönemde MPV’vari bir havası olan bir otomobil olarak karşımıza çıkıyordu.
Büyük farları, büyük bir ön camı ve yüksek bir tavanı ile iç mekan konusunda yeterince çömert davranırken alt kısmının nispeten daha alçakta konumlandırılması sayesinde bu yükseklik törpülenmeye çalışılmış. Küçük ızgara ve büyük farlar ile EK kasa civic’e de gönderme yapan EP2’de arkaya geçtiğimizde sade cizgiler kendini gösterse de Barış arkadaşımızın yaptığı stop değişimi, spoiler eklenmesi, egzoz ucu, spor yay ve büyük jantlar neticesinde Jr. Type-R haline getirilmiş.
İç mekana girdiğimizde ise yüksek tavan sayesinde içerisinde geniş bir alan bizi beklerken otomatik şanzımanın orta konsola sabitlenmiş olması biraz bizlere ticari araçları hatırlatsa da kullanım bakımından direksiyona yakın olması en azından otomatik olan viteste şanzıman kilitleme kısımlarına hızlıca müdahale etmemizi sağlayabiliyor.
1.6Lt’lik D16W7 kodlu 4 silindirli motor ile ile i-vtec deneyimini yaşatan Civic de 110Hp güç 152Nm tork değerlerine ulaşılırken bu gücü yere 4 iler otomatik şanzıman tarafından aktarılıyor oluşu maalesef gücü törpüleyen bir durum olarak ortaya çıkıyor. SOCH bir ünite olan bu motor gaza basışınıza bağlı olarak subap zamanlamasını değiştirmekle birlikte tam basılması halinde 2100 devirde yarım basılması halinde 3200 devirde Vtec açarken yavaşlama sırasında Vtec kapatma işlemini 3000 devirlerde yapıyor.
Bundan bir sonraki kasa olan FN2’de torsiyon çubuğu kullanılması neticesinde Type-R olarak düşünüldüğünde EP2-EP3’ün bariz üstünlüğü viraj kabiliyeti konusunda ortaya çıkarken; aynı durum normal civicler için geçerli olmamaktadır. Özellikle kullandığımız araçtaki standart yaylar ile çok hoplama zıplama ve yaylanmalar söz konusu olduğundan FN2 Civic’e göre viraj kabiliyeti kötü iken bu kabiliyetini terse çevirmek için kalın tabanlı lastikler ve spor yay takılması şart.
Test aracımızdaki bu kombin sayesinde virajlara girerken herhangi bir korkutulacak durum yaşatmazken çukurlara girerken aynı şeyleri söylemek mümkün değil. Hatta videonun başlarında girdiğim çukura kendi aracımla girdiğimde o kadar sarsılmadığımı görünce konfordan ne kadar ödün vermek zorunda kalındığını anlayabiliyoruz.
Konfor demişken rüzgar sesi olarak 110’dan sonra rüzgar sesi alan Civic’de orjinal dışı ve simetrik lastiklerden dolayı ciddi bir lastik sesi de beraberinde geliyor. standart lastiklerle çok daha sessiz olacağı en azından japon standartlarında olacağını düşünmekteyim. İç mekanda ise zamanına göre yeterli donanımlar ile teknoloji bakımından konfor zamanına göre iyi gözükmekle beraber koltukların oturma poziyonunun alçak konumlandırılması ve yeterince rahat olması sınıf standartları bakımından normal olarak lanse edilebilir.
Sonuç olarak sorunsuz 4 ileri şanzımanı ile artık günümüz standartlarını yakalayamasa da geniş iç hacmi yeterli sayılabilecek donanımı ile Hb severlerin seveceği bir model olan Civic’te kötü yanları olan yol tutuş kısmını da yay ve jant kombiniyle olabildiğince azaltılabildiğini görebiliyoruz.
