Çok konuşuldu çok yazıldı. En iyi Corolla bu dendi. Biz de bir bakalım dedik ve rotamızı Bodruma Yatu Plaza’ya yönlendirdik.
Öncelikli olarak dış mekandan başlarsak Toyota’nın tasarım konusunda kendisini daha cesur halegetirdiğini demeden edemeyeceğim. Tabi ABD’deki ve Corolla hb’deki ön kısım kadar agresif olmasada genel anlamda biraz daha kızgın bakışlı bir otomobil ile karşı karşıyayız. Ön kısımda mercekli farlarla kendini belli eden Corolla far altındaki kromaj c şeklindeki parça ile agresif hale geldiğini söyleyebiliriz. Arkaya geçtiğimizde ise stopların daha çok son makyajlı Avensis gibi göründüğünü söylemeden edemeyeceğim. Ama bunu demek kötü bir görünüm çiziyor anlamına gelmemekle birlikte genel olarak tasarımın bir bütün halinde göze hoş geldiğini demeden edemeyeceğim.
İç kısma girdiğimizde ise önceki kasanın duvar gibi duran göğüsünün yumuşatılmış olması, Mercedes grubuyla başlanan orta konsol ses sisteminin yukarıda konsola hükmediyor şeklindeki görünüş hem modern hem de kullanılan malzemeler; çift renk, deri benzeri dikişler ile elegant bir görünüm kazandırdıklarını görüyoruz.
Teknoloji anlamında direksiyon arkasında ortası LED ekrandan oluşan sağ ve sol tarafta ise analog göstergelerden oluşan bir gösterge grubu bizi karşılarken ön cama yansıtılan baş üstü göstergesinin de yeterli parlaklıkta işini yerine getirdiğini söylemeden edemeyeceğim. Orta konsol’daki müzik sistemi markalı bir ses sistemi olmasada tatminkar bir ses verirken, ses ayar düğmesinin fiziksel oluşu yaşlı kullanıcılarında sistemi rahatlıkla kullanmasını sağlıyor. Ses sisteminin altında ise ses sisteminden bağımsız olarak çift bölgeli iklimlendirme kumandalarına yer verilirken. bu kısmın ekrandan bağımsız olmasını kafa dağınıklığı olmaması adına sevdiğimizi demeden edemeyeceğim.
Yola çıktığımızda ise 3 farklı sürüş modu bizi karşılarken eco modda gaz tepkisizleşirken Power modunda ise her an emre amade oluyor. Test sırasında özellikle dur kalk trafikte çok kalmamız neticesinde hybrid’in asıl görevi olan sürekli elektrikli motoruyla ilerlemesini görürken eğer piller dolu ise EV modda da ilerleyerek gaza çok hakim olmadan da sürekli elektrikli olarak gitmek mümkün hale geliyor.
Virajlara geldiğimizde yeni TNGA plartformunun getirmiş olduğu bağımsız süspansiyon sayesinde bir binek otomobil için iyi denebilecek bir yol tutuş sergilenirken süspansiyonun daha çok konfor odaklı yapısından ötürü yana yatma ve kendini salma hissiyatını daha çok hissettik. Yine de eski kasadan iyi diyebiliriz.
Yol ve rüzgar ses konusunda ise tam istediğini veremeyen Corolla özellikle hybrid motorun vermiş olduğu sessizliği sanki yalıtımı azaltarak maliyet düşürmek üzere kendisini ayarlamış gibi görmekteyiz. Özellikle 90 civarında rüzgar sesini içeriye yansıması ve yol sesinin de aynı şekilde yükselmesi artık c segmentinde bunların olmaması gerek dedirtiyor.
Sonuç olarak c segmentinde yine liderliğe oynayacak olan Toyota’nın Corolla’sı segment standartları konsuunda özellikle konfor konusunda kendisini ileri taşırken yol tutuş ve performans konusunda rakiplerine göre bir tık daha kötü bir sonuç elde ediyor. Sonuçta biri varken diğerinin olmaması şaşırtmadı.
